DÜZCE BIÇAĞI & KERİM DURKAL
DÜZCE BIÇAĞI & KERİM DURKAL
DÜZCE KNİFE GRAVÜRLÜ BIÇAK İŞLEMELİ BIÇAK KERİM DURKAL DÜZCE BIÇAĞI

 

Kerim DURKAL kimdir?

1989 yılında Üsküdar'da doğdum. Aslen Düzceliyim. İlk, orta ve lise eğitimimi İstanbul'da, üniversite eğitimi Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Otomotiv bölümünde tamamladım 2014 yılında Düzce'ye yerleştim, evli ve iki çocuk babasıyım.

Bıçakçılığa nasıl başladım?

İlk iş yerinden aldığım ilk maaşımla iyi marka bir bıçak satın aldım. Normal şartlarda kullanım sonucu bıçağım kırıldı. Bunun üzerine ‘Neden kırılır, iyi bir bıçak nasıl olur?’ soruları üzerine araştırmalar yaparken kendimi bu sektöre girmiş buldum.

“SADECE BIÇAK YAPIYORUM.

Sekiz yıldır bıçak ile ilgileniyorum, bunun altı yılında özel sektörde çalıştım, aynı zamanda çalışırken hobi olarak devam ediyordum. Son iki yıl sadece bıçakçılık ile geçiniyorum ve sadece bıçak yapıyorum.

 

Tam anlamıyla her şeyi Tek bir kişiden öğrendiğimi söyleyemem. Farklı zamanlarda farklı kişilerden öğrendiklerimi ve aynı zamanda yaptığım araştırmaları harmanlayarak kendimi geliştirdim.

Bıçaklarımızda hangi malzemeleri kullanıyorum?

Bıçaklarımda çoğunlukla paslanmaz çelik tercih ediyorum.

Hangi çelikler?

Örneğin N690, M390 ve elmax… Bunun dışında ‘Şam çeliği’ olarak bilinen Damascus çeliğini de çoğu zaman kullanıyorum. Laboratuvar ortamında geliştirilen paslan grubu çelikleri, yine Avrupa standartlarında üretim proseslerine uygun bir şekilde ısıl işlemini (su verme) yapıyorum.

Bıçaklarımda sürekli ceviz çalışmamın özel bir nedeni var mı?

Dünyanın en kaliteli ceviz ağacı Türkiye'nin Doğu bölgelerinde yetişiyor. Avrupa’da özel yapım tüfekler, hatta Kraliyet ailelerinin mobilyaları bile bizim bölgemizde yetişen cevizlerden yapılmaktadır. Bu kadar kıymetli bir malzemenin bizim bölgemizde olması benim için çok büyük bir şanstı. Daha sonra yaptığım araştırmalar sonucu ceviz ağacının desenlerinin ahşap sektöründe bir sevda olduğunu keşfettim ve bu sevdaya ben de tutuldum. Yüzlerce yıllık ulu ağaçların desenlerine baktıkça ceviz ağacına olan sevdam günden güne artmaya devam ediyor.

Saydığım malzemeleri hangi âletlerle işliyorum?

Lama halinde gelen bıçak çeliğini profile çevirmek için en kabaca spiral taş motoru kullanıyorum. Daha sonra yuvarlak hatları bant zımpara yardımıyla veriyorum. Daha hassas olan noktaları ise zımparayla el ile hazırlamaktayım. Kabze ve stant gibi ahşap parçaların çoğuna törpü ve zımpara kullanarak son şeklini veriyorum. İmalat sürecinde mümkün mertebede geleneksel üretim usullerini gözetmeye gayret ediyorum.

“ALET İŞLER, EL ÖVÜNÜR.”

Sözün bu yerinde atölyem ve ekipmanlarım

"Alet işler el övünür" ne kadar doğru bir söz. İyi bir el becerisinin yanı sıra uygun ekipmanları doğru şekilde kullanmak da çok mühim. Atölyemde bıçak üretimi için gerekli olan tüm ekipman ve malzemeler mevcut. Bunun yanında imkân buldukça eski dönemlerde kullanılan marangoz ve demir sanatı aletleri ile çalışmama devam ediyorum. Eski dönemlerde kullanılan bu el aletleri bana adeta zamanda yolculuğun kapısını aralıyor. Bunun dışında torna tezgâhından matkap çeşitlerine ve özel tasarım makinelere kadar işime yarayacak her türlü el aletine sahibin hamd olsun. Atölyemin tam donanımlı olması benim için çok önemli. Çünkü yaptığım iş bitamamiha odaklanmamı gerektiriyor, bir noktada yetersiz kalıp atölyemin dışına çıktığında ister istemez konsantrasyonum bozulabilir. Bunun olmaması için işe başladığımda iş bitene kadar gerekli olan tüm ekipmanlar elimin altında hazır olmalı…

Tekniklerim...

Modern çağın teknoloji ve tekniğini kullanılarak yapılan bıçak ile ilk çağlarda hayvan kemiklerinden yapılan bıçak arasında geçen o zamandan bugüne süregelen ustalık ruhunu bozmadan çalışmak en büyük gayem. Bazen yüz binlerce yıllık bir fosil ile son teknolojide üretilen bir çelik ve 400 yıllık bir ceviz ağacı tek bıçakta buluşabiliyor. Ben de tüm serüvenin bir harmanı olarak kendime has bir teknik oluşturup bıçakçılık sanat ve zanaatına gravür tezyinatını ilave ettim. Böylece sıradanlıktan çıkıp sıra dışı bir tarza sahip oldum.